ERGENEKON DARBECİLERİN SON ÇIRPINIŞLARI — MAHİR KANYAK—ÖMER LÜTFÜ METE /PROFİL YAYINCILIK
Bugüne kadar ülkemizde meydana gelmiş tüm darbeler maalesef biraz da siyasilerin vurdumduymazlığı ya da korkaklığıyla gerçekleşmiştir. Nedense ülkemizde belirli konularda -Kıbrıs, AB, terör örgütü PKK gibi- konularda hep askerin dediği minvalde hareket edilmiştir. Siyasiler bu konuda gerekli cesareti gösterememiş ya da korkak davranmışlardır. 27 Nisan e-muhtırasından sonra ilk defa Başbakan Recep Tayyib Erdoğan askere sesini yükseltti. AK Parti’nin aldığı oyun artmasının sebeplerinden biri de buydu. Daha önce hiçbir siyasi orduya bu denli sert bir cevap vermemişti. Belki de bugün yaşadığımız ve kimilerine göre cumhuriyet tarihinin en önemli davalarından biri olan Ergenekon’un fitilini ateşleyen bu cesaretti.2007 mayıs ayında Ümraniye’de bulunan el bombaları sonucunda olayın buralara kadar geleceğini ya da büyüyeceğini kimse kestirememişti. Savcı Zekeriya Öz’ün olayı sıkı sıkıya takip etmesiyle her şey çorap söküğü gibi gelişiyordu. Şemdinli olayı, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi katliamının perde arkası yavaş aralanıyordu. Önce gözaltılar geldi. İlk gözaltına alınanlar birkaçı hariç kamuoyunun yakından tanıdığı isimler değillerdi. Sadece Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, eski İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal Alemdaroğlu, emekli tuğgeneral Veli Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteci Güler Kömürcü, Emin Gürses tanınan kişilerdi. Ama son gözaltılar, özellikle iki emekli Orgeneralin tutuklanması herkesi şok etmişti. Bir kısım şoktaydı, çünkü bugüne kadar hiç böyle bir şey olmamıştı. Bir kısım şoktaydı, çünkü onlara göre bu hükümetin laik rejime bir tehdit savurmasıydı.